With the advances in extracorporeal shock wave lithotripsy (SWL) and endourological procedures such as percutaneous nephrolithotomy (PNL), and ureterorenoscopy (URS) the treatment of urinary stone disease changed markedly. The indications of open renal surgery in the treatment of renal calculi are limited to several special situations and it is needed in only 0.47-5.4% of the cases. Similarly, in the recent years with the development of techniques in laparoscopic surgery, guidelines and indications are further modifying. Today, laparoscopic nephrectomy has been regarded as the gold standart procedure for the management of nonfunctioning kidneys due to urinary stone stone disease and other benign conditions. Laparoscopic surgery is the procedure mimicking principles of open surgery via a trocar. Therefore laparoscopic surgery has some advantages to open surgery such as low postoperative morbidity, reduced hospital stay and minimal blood loss. And it is clearly underlined that when expertise is available, laparoscopic surgery should be considered before proceeding to open surgery. In this review the indications and advantages/disadvantages of laparoscopic surgery in the management of urinary stone disease will be discussed in the light of recent guidelines and literature.
Vücut dışı şok dalgaları ile taş kırma (ESWL), perkütan nefrolitotomi (PNL) ve üreterorenoskopi gibi endoürolojik işlemlerdeki gelişmeler sonucunda üriner sistem taş hastalığının tedavisi oldukça değişmiştir. Böbrek taş hastalığının tedavisinde açık cerrahinin endikasyonu çok özel durumlarla sınırlanmış ve olguların yalnızca %0.47-5.4’ünde uygulanır hale gelmiştir. Benzer şekilde, son yıllarda laparoskopik cerrahi alanındaki ilerlemelere paralel olarak, taş hastalığı için tedavi klavuzları ve endikasyonlar da değişmiştir. Bugün laparoskopik nefrektomi, üriner sistem taş hastalığı ve diğer nedenlere bağlı basit böbrek nefrektomilerinde altın standart olarak kabul edilmektedir. Laparoskopik cerrahi, trokar vasıtasıyla açık cerrahideki prensiplerin taklit edildiği bir cerrahi tekniktir. Bu yüzden açık cerrahiye oranla düşük morbidite oranı, hastanede kalış süresinin kısa olması ve daha az kanamaya neden olması gibi üstünlükleri vardır. Yeterli tecrübe sahibi olunan merkezlerde, laparoskopik cerrahinin açık cerrahiye tercih edilmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Bu derlemede üriner sistem taş hastalığının tedavisinde laparoskopik cerrahinin yeri, endikasyonları ve üstünlükleri son klavuzlar ve literatür ışığında tartışılmaktadır.