INTRODUCTION: In this study, a retrospective analysis of medical records of patients operated on for bile duct injuries (BDI) after laparoscopic cholecystectomy (LC) were evaluated, and the results were reviewed with the recent literature.
METHODS: Twelve patients with BDI occured during LC were treated. Nine of them were referred to our instuition for further treatment. The diagnosis of BDI that could not be diagnosed during LC was carried out with combination of biochemical analysis and preoperative radiological imaging.
RESULTS: 8 patients were male, 4 patients were female, the mean age was 38.9 (range 23-79). Five patients had minor and seven patients had major ductal injuries. In four patients, biliary injuries were noted during LC, and the procedure was converted to laparotomy. The remaining patients were diagnosed after operation in our clinic with combination of radiological imaging and biochemical test. All patients were treated with the technique of Roux-en-Y hepaticojejunostomy. Nine patients had done well in long-term follow-up ( mean 40 months). Anastomotic leakage was occured in one patient. This patient was treated conservatively, Anastomotic stricture was developed in two patients. Biliary balloon dilatation was used for these patients. One of them was succesfully treated with percutaneous dilatation. The other patient was operated due to unsuccessful balloon dilatation. Hillar dissection + Roux-en-Y hepaticojejunostomy was performed.
DISCUSSION AND CONCLUSION: In the preoperative period carefully preparation of the patients, radiological evaluation for detection of BDI level or type and early recıgnition are very important. Long-term results are succesful of biliary reconstruction with a Ruox-en-Y hepaticojejunostomy.
GİRİŞ ve AMAÇ: Safra yolu yaralanması nedeniyle tedavi edilen hastaları retrospektif olarak değerlendirmek ve sonuçları literatür bilgileri ışığında irdelemek.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Laparoskopik kolesistektomi sırasında oluşan safta yolları yaralanması nedeniyle kliniğimizde 12 hasta tedavi edildi. Hastalardan 9'u başka merkezlerden kliniğimize sevk edildiler. İntraoperatif olarak saptanamayan yaralanmalarda tanı, radyolojik görüntülenme yöntemleri ve rutin biyokimyasal tetkiklerle konuldu.
BULGULAR: Hastaların 8'i erkek, 4'ü kadın; yaş ortalaması 38.9 (23-79) idi. Beş hasta minör, yedi hasta majör safra yolları yaralanması nedeniyle tedavi edildi. Dört hastada tanı intraoperatif dönemde konuldu. Diğer hastalarda ise teşhis, peritonit, drenden safra gelmesi ve ikter gelişmesi üzerine, postoperatif dönemde yapılan tetkiklerle gerçekleştirildi. Tüm hastalara Roux-en Y hepatikojejunostomi ameliyat yapıldı. İki hastada anastomoz bölgesinde darlık, bir hastada safra kaçağı gelişti. Safra kaçağı gelişen hastada semptomlar konservatif tedavi ile geriledi. Anastomoz bölgesinde darlık gelişen 1 hastada, PTK ile balon dilatasyonu sonrası semptomlar geriledi. Diğer hasta ise PTK işleminden fayda görmedi. Tekrar ameliyat edilen hastaya hiler diseksiyon + Roux-en-Y hepatikojejunostomi yapıldı.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Safra yolu yaralanmalarında, hastaların ameliyat öncesi hazırlığı önemlidir. Yaralanmanın yeri ve tipi, radyolojik görüntülenme yöntemleri ile iyi tanımlanmalıdır. Biliyer rekonstruksiyon (Roux-en-Y hepatikojejunostomi) ile uzun dönem sonuçları başarılıdır.